-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Venedikli Korsan Kızı [Enis Behiç Koryürek]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Yine doldu gemimizin arması,
Bizim gemi martı gibi pek oynak!
Ne hoş olur şimdi ateş açarsak,
Ufukları dumanların sarması!
Akdeniz'in dalgaları cilveli,
Akdeniz'dir denizlerin güzeli.
Biz bu güzel kızı sevdik seveli,
Elde değil göz koyana çatmamak!
Kol sıvanmış el palada bekleriz,
Bıyık buran göğüs geren erleriz.
Nerde korkak Venedikli, ey deniz?
Kim demiş ki elimizden kaçacak?
Gemimizin adı Deniz Ceylanı,
Gamsız Reis korku bilmez kaptanı.
Biz leventler, serdengeçti korsanı
Bu canların yapacağı cenge bak!
Vardiyadan bağırdılar: "Üç direkli bir gemi!"
Kaptan sordu gür sesiyle: "Bandırası beli mi?"
-Venedikli! Bu söz bütün göğüsleri dolaştı.
Venedikli! Venedikli!... Son saatin yaklaştı.
-"Canlar!" dedi Gamsız Reis, "Açık olsun bahtımız!"
Bir ağızdan cevap verdik: "Baht açıktır, hazırız!"
Karşılaştık... Kara Hasan nara attı: "Alarga!"
Hey Yaradan, ne keyifli başlıyordu bu kavga Düsman, kuduz köpek gibi, ölümüne saldırdı. Onlar Hurra! Bizimkiler Allah, Allah bağırdı.
Ve hep birden uğuldadı lombarların topları,
Parçalandı Venedikli gemisinin lombarı.
Kanatlanmış bir arslandı bizim Deniz Ceylanı,
Sağdan soldan atılarak şaşırtırdı düşmanı.
Tam vaktinde rampa edip güverteye atladık,
Tanrı bilir yaman vurduk; iyi kılıç salladık!...
On altı can şehit verdi bizim kabadayılar,
Venedikli? Onu sorma, kaç kişidir kim sayar!...
Doğrusu çok alınteri döktük ama değerdi,
Neş'e veren kısmetimiz yorgunluğu giderdi.
Araştırdık gemideki bütün köşe bucağı,
Kimi aldı gümüş kılıç, kimi Malta bıçağı.
Torba torba altın bulduk baş ambarın içinde,
Fağfuriler... İnciler ki ne Hint'te var ne Çin'de!...
Ben de kaptan köprüsüne bir bakayım demiştim,
Ne göreyim? Şaşkınlığın son demine eriştim!...
Hiç düşünme bilemezsin; ben söyleyim sen de şaş:
Bir güzel kız! Ama nasıl? Kiraz dudak samur kaş!
Gür saçları bulduğumuz altınlardan güzeldi,
Hey Yaradan, bu kız bütün kadınlardan güzeldi!
Ela gözlü, mini mini bir Venedikli gelini!
Polat gibi kollarımla sardım ince belini.
Gözlerimiz derin derin bakışarak tanıştı,
Bir lahzada iki yürek birbirine alıştı.
Ben de kuzum, yakışıklı, boylu poslu civandım,
O sevimli gençliğimle sevgisini kazandım.
Venedikli korsan kızı! Ey Akdeniz yıldızı!
Varım yoğum senin olsun ey gönlümün hırsızı!
Herkes alır hissesini bu kazançlı savaştan:
Kimi elmas, inci buldu, kimi gümüş yatağan.
Bu kısmetler ayrılırken benim hakkım kalmasın!
Venedikli korsan kızı, sen de benim payımsın!
"Venedikli Korsan Kızı" Şiirinin Tahlîli
Enis Behiç Koryürek’in “Venedikli Korsan Kızı” şiiri, hem epik bir macera anlatısı hem de romantik bir duygu taşıyan, melodramatik bir öykü sunar. Akdeniz’de geçen bir korsan hikâyesini merkezine alan bu şiir, okuyucuyu heyecanlı bir deniz savaşı atmosferine götürürken aşkın ve tutkunun da yansımalarını içerir. Şiiri birkaç tema ve üslup özelliği üzerinden inceleyebiliriz:
1. Epik Anlatı ve Deniz Macerası
Şiirin ana çerçevesini bir korsanlık macerası oluşturur. Deniz savaşlarının heyecanı, çatışmaların detayları ve korsanların yaşam tarzı, epik bir tonla işlenir.
“Bizim gemi martı gibi pek oynak!”: Bu dize, korsan gemisinin çevikliği ve denizle olan uyumunu anlatır. Korsan yaşamının dinamizmi ve özgürlüğü vurgulanır.
“Tanrı bilir yaman vurduk; iyi kılıç salladık!”: Savaşın sertliği, cesaret ve fiziksel güce vurgu yapan bu dize, korsanların mücadele azmini yansıtır.
Bu epik ton, okuyucuyu heyecanlandırırken korsan yaşamını yücelten bir atmosfer yaratır.
2. Akdeniz Mitolojisi ve Coğrafyanın Rolü
Şiirde Akdeniz, sıradan bir coğrafi alan değil, büyülü ve cazibeli bir varlık gibi tasvir edilir.
“Akdeniz'in dalgaları cilveli, / Akdeniz'dir denizlerin güzeli.”: Akdeniz, şiirde dişil bir figür olarak, aşkın ve güzelliğin kaynağı gibi sunulur. Deniz, şiirin hem çatışma hem de tutku mekânıdır.
Bu tasvir, denizcilik geleneklerinin romantize edilmesiyle hem coğrafyayı hem de korsanlık kültürünü idealize eder.
3. Romantik ve Dramatik Unsurlar
Şiirin ikinci yarısında, Venedikli kız figürüyle birlikte romantik bir ton belirir. Aşk, savaşın kazançları arasında en değerli ödül olarak sunulur.
“Bir güzel kız! Ama nasıl? Kiraz dudak samur kaş!”: Şair, Venedikli kızı fiziksel özellikleriyle idealize eder. Bu tasvirler, hem hayranlığı hem de tutkuyu ifade eder.
“Ela gözlü, mini mini bir Venedikli gelini!”: Kadın, korsanın kazandığı ganimetlerin en değerlisi olarak görülür. Bu yaklaşım, kadının bir nesne gibi ele alınmasıyla döneminin cinsiyet algısını da yansıtır.
Aşkın hızlı bir şekilde ortaya çıkışı ve iki karakterin birbirine bağlanması, melodramatik bir hava yaratır.
4. Korsanlık ve Erkeklik Algısı
Korsanlık, şiirde yalnızca bir yaşam biçimi değil, aynı zamanda erkeklik göstergesi olarak işlenir. Cesaret, güç ve macera, erkeklik idealiyle bütünleştirilir.
“Kol sıvanmış el palada bekleriz, / Bıyık buran göğüs geren erleriz.”: Bu dizelerde korsanların fiziksel ve ruhsal dayanıklılığı, bir erkeklik ideali olarak yüceltilir.
“Kimi elmas, inci buldu, kimi gümüş yatağan. / Bu kısmetler ayrılırken benim hakkım kalmasın!”: Burada ganimet paylaşımı, savaşçıların zaferin tadını çıkarma hakkı olarak sunulur. Kadının da ganimet olarak görülmesi, o dönemin ataerkil anlayışını yansıtır.
5. Duygu ve Şiirsel Üslup
Şiirin anlatımı akıcı ve coşkuludur. Hikâye, okurun kolayca içinde kaybolabileceği bir şekilde aktarılmıştır. Şairin betimlemeleri, savaş sahnelerini canlı bir şekilde gözümüzde canlandırmamıza olanak tanır.
“Hey Yaradan, ne keyifli başlıyordu bu kavga!”: Kavganın bile keyif verici bir deneyim olarak sunulması, korsanların macera tutkusunu ifade eder.
“Herkes alır hissesini bu kazançlı savaştan.”: Bu dize, savaşın sonunda herkesin bir şekilde tatmin olduğu hissini vererek zafer duygusunu pekiştirir.
6. Zamanın Ruhuna Uygun Romantikleşme
Şiir, döneminin romantik ve melodramatik anlayışını yansıtır. Aşk, savaş ve kahramanlık, tek bir anlatıda harmanlanmıştır. Ancak modern bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, kadın karakterin bir "ödül" olarak görülmesi ve nesneleştirilmesi, eleştirilebilir bir noktadır.
7. Temalar
Macera ve Cesaret: Deniz savaşı ve korsanlık üzerinden yüceltilir.
Aşk ve Tutku: Venedikli kız, bu temanın merkezi olarak yer alır.
Ganimet ve Zafer: Korsanların kazançlarının bir parçası olarak işlenir.
Romantize Edilmiş Denizcilik: Akdeniz ve deniz yaşamı, idealize edilir.
Sonuç
“Venedikli Korsan Kızı”, Enis Behiç Koryürek’in güçlü anlatım becerisiyle epik bir hikâye sunarken aynı zamanda aşkı ve macerayı harmanlar. Şiir, okura heyecan verici bir denizcilik öyküsü sunarken, dönemin cinsiyet ve güç algısını yansıtan unsurlarıyla dikkat çeker. Macera, romantizm ve zafer duygularını ustalıkla birleştiren bu şiir, aynı zamanda tarihi korsanlık anlatılarına edebi bir boyut kazandırır.
Yorumlar
Yorum Gönder