-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Tekfurun Kızı [Süleyman Çobanoğlu]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Ben seni alamam ah Holofira
Azığım tamtakır binitim nalsız
Bir belde geçerim kalacağım yok
Dostlarım bi-vefa düşmanım yalsız
Kolum halat değil bakracımda kum
Ben seni alamam ah Holofira
Sade yoksunluktan yokluktan değil
Eline kir olsun elliüç lira
Amma ki alamam bir uzak sevi
Gelmiş de çökmüştür taunlar gibi
Ben seni alamam ah Holofira
Geç git heç bakmadan eğlenme e mi
Pusatları parlak binbaş istesin
Seni ulak elçi naib-i kral
Ben hoyrat söyleyim el bana hoyrat
Gelip de ne deyim şu dillerim lal
Ben seni alamam ah Holofira
Baban kâfirine kılıç üşürsem
Hem de gece bassam- iti uykulu
Şöyle ya Allah'la bohçanı dürsem
Amma ki alamam yaradan beni
Ne ardıç ne çınar ufarak çayır
Koşumum gıcırdar ölmek dilerim
Bağrım kaynıyordur yüklerim ağır
Sen bir düş imişsin kuşluk çağında
Soluma tükürdüm Rabbim Gafurdur
Bilesin kavuşmak yok İslâmlıkta
Kavuşan kısmısı ancak gâvurdur
Şiirin Tahlîli
Süleyman Çobanoğlu’nun “Tekfurun Kızı” adlı şiiri, modern Türk şiirinin yerel motiflerle süslenmiş güçlü bir örneğidir. Şiir, tarihi ve dini göndermelerle, bireysel duygu dünyasını bir araya getirerek zengin bir metin inşa eder. Bu şiir, aşk, kader, yoksulluk, dinî inanç ve kimlik gibi temaları işler. Tahlili şu başlıklar altında ele alabiliriz:
1. Tema: İmkânsız Aşk ve Kimlik Çatışması
Şiirin merkezinde, Müslüman bir erkeğin, Hristiyan bir tekfurun (Bizans valisinin) kızı olan Holofira’ya duyduğu aşk yer alır. Ancak bu aşk imkânsızdır; hem toplumsal koşullar hem de şairin bireysel tercihleri buna engeldir. Aşk, hem maddi olanaksızlıklar hem de dini ve kültürel ayrımlar nedeniyle gerçekleşemez. Şair, bu durumu içsel bir çatışma ve duygusal bir kabullenişle dile getirir.
2. Tarihsel ve Kültürel Arka Plan
Holofira: Tarihsel bir figürdür ve Orhan Gazi’nin eşi olan Nilüfer Hatun’la ilişkilendirilir. Holofira, bu şiirde imkânsız aşkın bir sembolü hâline gelmiştir.
Tekfur: Bizans döneminde valilere verilen unvan. Bu ifade, Bizans ve Osmanlı arasındaki tarihsel çatışmayı hatırlatır.
Şair, tarihsel bir zemine dayansa da, bireysel ve evrensel bir aşk hikâyesini modern bir dil ve duygusal bir derinlikle işler.
3. İmgeler ve Semboller
Şiir, halk şiirine özgü bir dil ve sembollerle modern bir anlatıyı birleştirir:
“Azığım tamtakır, binitim nalsız”: Şairin maddi yoksunluğunu ve çaresizliğini simgeler. Bu ifade, aşkın gerçekleşmesinin önündeki en temel engel olan yoksulluğu açıklar.
“Eline kir olsun elliüç lira” ve “Baban kâfirine kılıç üşürsem”: Hem toplumsal hem de dini farklılıkları ironik bir dille vurgular. Elliüç lira, bir sembol olarak, yoksulluğun küçüklüğüne rağmen ezici bir engel olduğunu gösterir.
“Kavuşan kısmısı ancak gâvurdur”: Şair burada, kendi kültüründe aşkın kavuşmaya değil, ayrılığa yazgılı olduğunu dile getirir. Bu, kaderci bir bakış açısının yansımasıdır.
4. Şiirsel Yapı ve Duygusal Atmosfer
Şiir, halk şiirinin ritmine ve konuşma dilinin sadeliğine sahiptir. Bu, okuyucunun şiirle kolayca bağ kurmasını sağlar.
Melankoli ve kadercilik: Şiir boyunca şair, hem içsel bir sükûnetle hem de derin bir melankoliyle konuşur. İmkânsız bir aşk karşısında, büyük bir hayal kırıklığını ve tevekkülü aynı anda hissederiz.
5. Dinî ve Kültürel Kimlik
Şair, şiir boyunca dinî ve kültürel kimliği ön planda tutar. Holofira’nın Hristiyan olması, bu aşkın imkânsızlığını pekiştirir. Şair, bu kimlik çatışmasını, sevdiği kişiden uzak durma gerekçelerinden biri olarak sunar:
“Bilesin kavuşmak yok İslâmlıkta”: Şair, İslam kültüründeki aşkın ulaşılmazlık ve sabır ile özdeşleştiğini vurgular. Bu ifade, aynı zamanda bir kültürel eleştiriyi de barındırır; çünkü bu durum, şairin kavuşma arzusunu bastırmasına yol açar.
6. İroni ve Eleştiri
Şiirin bazı bölümleri, ironik bir dile sahiptir. Örneğin, “Eline kir olsun elliüç lira” gibi ifadeler, yoksulluğun absürtlüğünü gözler önüne sererken, şairin durumu kabullenmesindeki burukluğu artırır. Bu ironi, şiirin duygusal yoğunluğunu dengeler ve okuyucuya hem acıyı hem de alaycı bir gülümsemeyi aynı anda hissettirir.
7. Genel Değerlendirme
“Tekfurun Kızı”, Süleyman Çobanoğlu’nun hem tarihsel bir hikayeden hem de bireysel bir duygusal çatışmadan yola çıkarak yazdığı etkileyici bir şiirdir. Şair, halk şiiri unsurlarını modern bir bakış açısıyla yeniden yorumlamış, güçlü imgeler ve samimi bir dille derin bir eser ortaya koymuştur. Şiir, aşkın imkânsızlığını işlerken, din, kültür ve yoksulluk gibi toplumsal unsurları da eleştirel bir şekilde yansıtır.
Bu yönleriyle, hem bireysel hem de toplumsal bir yüzleşme metni olarak değerlendirilebilir. Süleyman Çobanoğlu’nun özgün üslubu, bu şiiri modern Türk edebiyatında önemli bir yere koymaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder