Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Bir Başka Tepeden [Yahya Kemal]

 Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!
Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! 
Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer. 

Nice revnaklı şehirler görülür dünyâda,
Lâkin efsûnlu güzellikleri sensin yaratan. 
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda 
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Şiirin Tahlîli


Yahya Kemal Beyatlı'nın Bir Başka Tepeden adlı bu şiiri, İstanbul’a duyulan derin hayranlık ve sevginin samimi bir ifadesidir. Şair, İstanbul’un güzelliklerini sadece fiziksel bir boyutta değil, tarihî, kültürel ve manevi bir perspektiften de ele alır. Şiir, hem İstanbul’a bir övgü hem de şairin bu şehre olan bağlılığının bir itirafı olarak değerlendirilebilir.


1. Tema: İstanbul’a Övgü

Şiir, bir İstanbul methiyesi olarak okunabilir. Şair, bu şehirde gördüğü güzelliklerin büyüsünü dile getirirken, onun diğer şehirlerden farklı ve eşsiz olduğunu vurgular:

  • “Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!”: Şair, bir tepeden bakarak şehri bütünüyle gözlemler ve hayranlığını ifade eder. Bu bakış, hem fiziksel bir gözlem hem de şehre olan manevi bir bakışı temsil eder.
  • “Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.”: İstanbul’un her köşesinin, her semtinin başlı başına bir değer taşıdığı vurgulanır. Bu ifade, şehrin zengin tarihine, kültürüne ve estetik yapısına işaret eder.

2. İstanbul’un Efsunlu Güzelliği

Şair, İstanbul’un büyüleyici güzelliklerini, onu dünyanın diğer şehirlerinden ayıran bir özellik olarak dile getirir:

  • “Nice revnaklı şehirler görülür dünyâda”: Şair, dünya üzerindeki diğer güzel şehirleri de tanıdığını, ancak hiçbirinin İstanbul’un yerini tutamayacağını söyler.
  • “Lâkin efsûnlu güzellikleri sensin yaratan.”: Şehir, sıradan bir yerleşim yeri değil; adeta bir büyü, bir efsun kaynağıdır. İstanbul’un güzelliği, şairin gözünde neredeyse doğaüstü bir anlam kazanır.

3. İstanbul’un Manevi Derinliği

Şiir, İstanbul’un yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda tarihî ve ruhani bir boyutunu da ele alır. Şair için İstanbul, yaşanmışlıklarla ve tarihî değerlerle yüklü bir mekândır:

  • “Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda / Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”: İstanbul’da yaşayanlar, bu şehirde bir rüya âlemi içinde gibidir. Şair, burada uzun yıllar yaşamanın, hatta burada ölmenin bir ayrıcalık olduğuna inanır.

Bu dizeler, şairin İstanbul’u bir yaşam alanından öte, kutsal ve anlamlı bir mekân olarak gördüğünü ortaya koyar.


4. İstanbul ve Şairin Kişisel Bağlantısı

Şair, İstanbul’u yalnızca bir gözlemci olarak değil, aynı zamanda bir âşık gibi, derin bir duygusal bağla sevdiğini ifade eder:

  • “Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!”: İstanbul, şairin gönül dünyasında taht kurmuştur. Şair, bu şehri bir hükümdar gibi baş tacı eder ve ömrünün sonuna kadar onu seveceğini söyler.

Bu bağlamda, şiir hem bir şehir övgüsü hem de şairin İstanbul’la kurduğu kişisel ilişkinin samimi bir dışavurumu olarak değerlendirilebilir.


5. Şiirsel Yapı ve Üslup

  • Duygusal Derinlik: Şiirin her dizesi, şairin İstanbul’a duyduğu hayranlık ve sevginin bir yansımasıdır. Şair, okuyucuyu da bu duygu yoğunluğuna ortak eder.
  • Dili ve Ahenk: Yahya Kemal’in ustalıkla kullandığı Türkçe, sade ama güçlüdür. Ahenkli ve melodik bir yapıya sahip olan dizeler, okuyucunun zihninde kolayca yer eder.
  • İmge ve Benzetmeler: İstanbul, bir sevgili, bir rüya ve bir hükümdar gibi farklı metaforlarla betimlenmiştir. Bu metaforlar, şehre olan sevginin çok boyutlu olduğunu gösterir.

6. Genel Değerlendirme

“Aziz İstanbul,” Yahya Kemal’in İstanbul’a duyduğu sevgi ve hayranlığı samimi bir dille anlattığı, romantik ve nostaljik bir şiirdir. Şair, İstanbul’u fiziksel bir güzellik olarak değil, tarihî, kültürel ve manevi boyutlarıyla bir bütün olarak yüceltir. Bu şiir, Yahya Kemal’in İstanbul’a olan derin bağlılığının ve onun edebiyatındaki İstanbul sevgisinin bir özeti gibidir.

Şiir, sadece İstanbul’u yücelten bir metin değil, aynı zamanda okuyucuya bu büyülü şehri sevme ve anlama çağrısıdır. Yahya Kemal’in bu eserindeki duygusal yoğunluk ve şiirsel zarafet, İstanbul’un Türk edebiyatındaki yerini pekiştiren önemli bir katkıdır.

Yorumlar