-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Atımı İstedim Evin Göğü Gerindi [İlhan BERK]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Atımı istedim evin göğü gerindi
Çin gülleri bir yerden ordan geliyorum
Öyle sular dağların üstüydü isminiz
Yeşil, o solukları gibi rüzgarların
Bir bin yıl rüzgar değirmeninizde kaldım
Tep kralları gibiydim öyle yalnızdım
Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum
Ak, sabah kalyonlarım hep gökyüzündeydi
Ben rüzgar değirmeninizde kaldım
İşte ellerin o dünya kadar Akdeniz
Hansi, gecenin pancurunda Berk kuşlarım
Ey benim sığlığım eşkim karanlığım siz
Yitik gülüşünün açtığı sular şimdi
Ben o gecelerde saçıydım çocukların
Bir bin yıl rüzgar değirmeninizde kaldım.
Şiirin Tahlîli
İlhan Berk’in şiiri, onun soyut ve çağrışımsal şiir anlayışını yansıtan etkileyici bir örnek. Bu şiirde, imgelerle kurulan derin bir duygu dünyası ve bir içsel yolculuk söz konusu. Şiirin tahliline bakalım:
1. Şiirin Teması
Bu şiirde İlhan Berk, yalnızlık, zaman, doğa ve bireyin kendi iç dünyasındaki yolculuğunu ele alıyor. Şair, imgeler aracılığıyla geçmişten gelen izleri ve belleğin derinliklerinde biriken anıları işliyor. Zaman ve mekân arasında salınan bir dil kullanarak hem kişisel hem de evrensel bir arayışı anlatıyor.
2. Anahtar İmgeler ve Anlamları
Şiirde yer alan imgeler, soyut bir duygu yaratmanın ötesinde belirli temaları işaret ediyor:
At ve Göğün Gerilmesi
"Atımı istedim evin göğü gerindi"
At, özgürlüğü ve hareketi temsil ederken, "evin göğü" yerleşik bir yaşamı ve sınırları simgeliyor. Bu dize, bireyin özgürlük ve yerleşik düzen arasındaki gerilimini yansıtıyor.
Rüzgar Değirmeni ve Bin Yıl
"Bir bin yıl rüzgar değirmeninizde kaldım"
Rüzgar değirmeni, zamanın akışını ve döngüselliği temsil eder. Şair, burada hayatın sürekli tekrar eden doğasına atıfta bulunurken, aynı zamanda bu döngünün içinde hissettiği yalnızlığı dile getiriyor.
"Bin yıl" ifadesi, zamanın genişliğini ve bireyin bu süreçteki kaybolmuşluğunu betimler.
Dağlar ve İsim
"Öyle sular dağların üstüydü isminiz"
İsim, bir varlığın kimliğini ve onun dünyadaki yerini temsil eder. Ancak burada "dağların üstündeki sular" ifadesi, ismin soyut ve ulaşılması güç bir anlam kazandığını ima eder. Bu, şairin varoluşsal arayışını ifade eder.
Beyazlık ve Sabah Kalyonları
"Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum / Ak, sabah kalyonlarım hep gökyüzündeydi"
Beyazlık, safiyet ve arınmayı temsil eder. Kalyonlar ise keşfi ve yolculuğu simgeler. Şair, burada geçmişte bir "beyazlık" (belki bir saf mutluluk ya da aşk) içinde yaşamış olmayı dile getiriyor.
Eller ve Akdeniz
"İşte ellerin o dünya kadar Akdeniz"
Şair, elleri Akdeniz gibi geniş, derin ve sınır tanımaz bir metaforla özdeşleştiriyor. Akdeniz, hem coğrafi bir gerçeklik hem de duygusal bir derinlik olarak tasvir ediliyor.
3. Zaman ve Mekânın Belirsizliği
Şiir, belirli bir zaman ya da mekâna bağlı kalmaz. "Bir bin yıl", "bir çağda", "Akdeniz" gibi ifadelerle şair, okuyucunun zihninde geniş bir zaman ve mekân algısı yaratır. Bu, İlhan Berk’in şiirlerinde sıkça görülen soyutlama ve evrensellik arayışına işaret eder.
4. Yalnızlık ve Kaybolmuşluk
"Tep kralları gibiydim öyle yalnızdım"
Şair, kendini bir kral gibi güçlü ve yükseklerde görse de, bu durumun aynı zamanda bir yalnızlık getirdiğini ifade eder. Tepelerde olmak, aynı zamanda diğer insanlardan kopuk bir yaşamı temsil eder.
5. Karanlık ve Çocukların Saçı
"Ben o gecelerde saçıydım çocukların"
Bu dize, bireyin yaşamın karanlık anlarında bile bir umut ışığı, bir bağ oluşturma çabasını yansıtır. Çocukların saçı, masumiyetin ve yeni başlangıçların bir metaforu olarak düşünülebilir.
6. Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup
İlhan Berk’in bu şiiri, onun şiir anlayışını yansıtan zengin bir imge dünyasına sahiptir. Şiirsel dil, soyutlamalar ve çağrışımlar üzerine kuruludur. Şairin üslubu, belirli bir anlamı dayatmaktan çok, okuyucunun hayal gücünü harekete geçirmeye odaklanır. Böylelikle her okuyucu, şiirde kendi yolculuğunu bulur.
Sonuç: Şiirin Genel Yorumu
“Rüzgar Değirmeni,” İlhan Berk’in bireyin yalnızlığını, zamanın geçişini ve içsel yolculuğunu soyut imgelerle işlediği bir şiirdir. Şiirde geçen metaforlar ve tekrar eden motifler, bireyin varoluşsal sorgulamalarını ve doğaya, zamana, geçmişe duyduğu derin özlemi dile getirir. İlhan Berk, dilin sınırlarını zorlayan üslubuyla okuyucuyu hem somut hem de soyut bir dünyada dolaştırır.
Yorumlar
Yorum Gönder