-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Bit Yeniği [Metin Eloğlu]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Kötüymüş, cahilmiş; bunlar hep peşin hüküm…
Dolmabahçe’ye yanaşın da –eğer yanaşabilirseniz-
İyi niyetle şöyle bir kolaçan edin:
Adam oturmuş memleketi düşünüyordu;
Ama önü havuzmuş da yelpazelenirmiş,
Ama yediği önünde, yemediği ardında,
Ama…
Nankör herifler, aması yok bu işin;
Adam oturmuş bal gibi memleketi düşünüyordu:
Dalaman çayı hazin akar, diyordu;
Onu biraz delişmen akıtmalı.
Istıranca dağlarında bir eşek
Güneşe karşı işer;
O eşeğin de icabına bakmalı…
Bizim Hacı haram yemez,
Pelvan İbrahim kıçını yumaz,
İstanbul çocukları askerlik edemez…
Açlığa muska lazım,
Sadrazama tasma lazım…
Ah, her şey düzelecekti ama,
Devletlimin sol kalçasında
Bir zalim çıban!
Ulan Baltacı Mehmet,
Ulan Yedisekiz Hasan Paşa
Ulan 1914 savaşı;
Ulan Nasrettin Hocanın kuşu…
Bu arada sanat işleri de gelişti
Tekke ilahileri, Minakyan tiyatroları,
Bilmemkimin fırçasında
Manolyalar ölmezleşti..
Hele bir Yahya Kemal yetişti ki
Yahya Kemal derim sana!
Tanzimat, Servetifünun, Fecriâti…
O dehşetli yazarlar bir olup
Bunca gerçeği tefe kodular.
Bülbüle mehtabın hakkını,
Heceyle aruzun şerefini korudular.
Bu memleket başka türlü nasıl kalkınsın?
Yaşasın,
Vallah billah yaşasın!
Şiirin Tahlîli
Metin Eloğlu’nun “Bit Yeniği” şiiri, mizahi bir dille kaleme alınmış, eleştirel bir yaklaşımla tarihe, toplumun çelişkilerine ve yönetim anlayışına yönelen bir yapıt. Şair, ironi ve alaycı bir tonla tarihsel figürler, toplumsal alışkanlıklar ve sanat camiasının yerleşik değerlerini sorgularken, şiir boyunca zekice bir dil oyunuyla okuyucuyu hem güldürür hem düşündürür.
1. Şiirin Genel Çerçevesi: Eleştiri ve Mizah
Eloğlu’nun bu şiiri, geçmişten günümüze uzanan toplumsal ve politik bir hesaplaşmayı merkeze alır. Şair, hem bireylerin hem de yöneticilerin çelişkili tavırlarını, tarihsel olayların absürt yönlerini ve sanat camiasındaki yüzeysel değerleri alaya alır. Şiirin dili, mizahi bir yaklaşımla toplumun aksaklıklarına ve boş vermişliğine dikkat çeker.
2. Temalar ve Şiirin İncelenmesi
a. Peşin Hükümler ve Yönetici Eleştirisi
“Kötüymüş, cahilmiş; bunlar hep peşin hüküm…”
Şiir, toplumun insanları ya da olayları genelleme alışkanlığına bir göndermeyle başlar. Peşin hükümlerin arkasında yatan eleştirisiz kabul, şairin alaycı tonuyla hemen sorgulanır.
“Adam oturmuş memleketi düşünüyordu…”
Burada, geçmiş dönemin yöneticilerine ironik bir övgü yapılır. Şair, görünüşte ülkeyi düşünen ama gerçekte çözüm üretemeyen bir anlayışa eleştirisini bu sözlerle dile getirir.
“Ama önü havuzmuş da yelpazelenirmiş…”
Şair, bu sahte duyarlılığı, lüks içindeki yöneticilerle alay ederek gözler önüne serer.
b. Çelişkiler ve Halkın Durumu
“Dalaman çayı hazin akar, diyordu; onu biraz delişmen akıtmalı.”
Bu dize, halkın yaşadığı sıkıntıların çözümüne yönelik sözde çabaları alaya alır. Büyük projeler ve reform vaatleri havada kalırken, günlük hayatın somut sorunları çözülmemiştir.
“İstanbul çocukları askerlik edemez…”
Toplumdaki genellemeler ve önyargılar burada karikatürize edilir. Bu, dönemin kentli ve taşralı ayrımına da bir eleştiridir.
c. Sanat ve Yazarlar
“Bu arada sanat işleri de gelişti…”
Şiir, Tanzimat’tan itibaren Türk edebiyatında yaşanan değişimlere değinir. Ancak bu değişimler, ironik bir biçimde ele alınır. Sanatın topluma faydasından çok, yüzeysel ve romantik yönlerine vurgu yapılır.
“Hele bir Yahya Kemal yetişti ki, Yahya Kemal derim sana!”
Yahya Kemal gibi önemli bir figür üzerinden, sanatın abartılı kutsanması hicvedilir. Sanatın hayattan kopuk olduğu, toplumsal meselelerin uzağında kaldığı ima edilir.
d. Tarihsel Figürler ve Absürtlük
“Ulan Baltacı Mehmet, Ulan Yedisekiz Hasan Paşa…”
Şair, tarihsel figürleri günlük konuşma diliyle ve alaycı bir tonla anarak, geçmişin absürt olaylarını ve kahramanlık anlayışlarını sorgular.
“Sadrazama tasma lazım…”
Bu ifade, yönetim anlayışına karşı doğrudan bir eleştiridir. Halkı yönetmesi gereken liderlerin kontrolsüzlüğüne dikkat çeker.
3. Şiirin Yapısı ve Dili
Şiirin dili, günlük konuşma tarzına yakın ve oldukça sade bir üslupla yazılmıştır. Ancak bu sadelik, derin bir eleştiriyi ve mizahi zekâyı gizler. Eloğlu, ironi ve alay yoluyla toplumsal ve politik meseleleri eleştirirken, sert bir dilden kaçınır. Bu üslup, okuyucuyu düşünmeye sevk eden bir tavır yaratır.
İroni ve Mizah: Şair, hem bireysel hem toplumsal çelişkileri alaya alır. Ancak bu mizah, yıkıcı değil; düşündürücü bir eleştirinin aracıdır.
Serbest Akış: Şiir, bir hikâye anlatır gibi ilerler. Bu da okuyucuyu içine çeker ve olayların bir parçası haline getirir.
4. Şiirin Tematik Mesajları
Eleştirel Bilinç: Şiir, toplumu ve yöneticileri sorgulamaya davet eder. Eleştirisiz kabullerin, yüzeysel anlayışların nasıl bir yozlaşma yarattığına dikkat çeker.
Sanatın Rolü: Sanatın topluma hizmet eden bir alan olması gerektiği, ancak genellikle kendi içinde sıkışıp kaldığı eleştirisi yapılır.
Tarih ve Geçmişin Değerlendirilmesi: Tarihsel figürlerin ve olayların yüceltildiği bir anlayışın, toplumsal sorunların çözümüne katkı sunmadığı vurgulanır.
Toplumsal Çelişkiler: Halkın yaşadığı gerçek sorunlar, yöneticilerin ilgisizliği ve toplumdaki yüzeysel genellemeler şiirin temel taşlarını oluşturur.
Sonuç
“Bit Yeniği”, Metin Eloğlu’nun toplumsal eleştiri şiirlerinden biri olarak öne çıkar. Şair, mizahi ve alaycı bir dille toplumun geçmişten bugüne taşıdığı aksaklıkları, yönetim anlayışını ve sanatın hayattan kopuk yönlerini ele alır. Şiir, hem tarihsel hem de güncel konulara değinerek çok katmanlı bir anlam dünyası sunar. Eloğlu’nun kullandığı dil ve ironik üslup, okuyucuyu hem güldürür hem düşündürürken, aynı zamanda toplumun eksiklerine dair güçlü bir farkındalık yaratır.
Yorumlar
Yorum Gönder