Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Memleketimden İnsan Manzaraları [Nazım Hikmet]


(...)

Saat beşe on var.

 Kırk dakika sonra şafak

    sökecek.

 "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak".

 Tınaztepe'ye karşı Kömürtepe güneyinde,

On beşinci Piyade Fırkası'ndan iki ihtiyat zabiti

ve onların genci, uzunu,

Darülmuallimin mezunu

Nurettin Eşfak,

mavzer tabancasının emniyetiyle oynıyarak

konuşuyor:

— Bizim İstiklâl Marşında aksayan bir taraf var,

bilmem, nasıl anlatsam.

Akif, inanmış adam.

Fakat onun ben

inandıklarının hepsine inanmıyorum.

Beni burda tutan şey

şehit olmak vecdi mi?

  sanmıyorum.

Meselâ bakın:

«Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın»

Hayır.

Gelecek günler için

     gökten ayet inmedi bize.

Onu biz kendimiz

    vadettik kendimize.

Bir şarkı istiyorum

     zaferden sonrasına dair

«Kim bilir belki yarın...»

Akif inanmış adam

büyük şair...

(...)


Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı Destanı,

Yön Yayınları, İstanbul, 1965, s. 71.

Yorumlar