Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Şair Leyla Sokağı [Rüştü Onur]


Payıma düşen toprak parçası

Senin de payına düşer.

Ayrılık gayrılık yok

Ölüm nefesinde nasıl olsa.

Amma henüz vakit erken

Daha dün

Karşı apartmanın balkonunda

Dur bakalım hele

Ben salata satayım

Şair Leyla sokağında

Sen gene koş

Bez fabrikasındaki

Tezgahın başına.

Ölüm içimde

Ölüm dışımda

Ölüm talihsiz aşımda

Ölüm kuru başımda

Teselli benim gözyaşımda

Yorumlar