Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Balkon [Sezai Karakoç]


Çocuk düşerse ölür çünkü balkon

Ölümün cesur körfezidir evlerde

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların

Anneler anneler elleri balkonların demirinde


İçimde ve evlerde balkon

Bir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Şezlongunuza uzanır ölü


Gelecek zamanlarda

Ölüleri balkonlara gömecekler

İnsan rahat etmeyecek

Öldükten sonra da


Bana sormayın böyle nereye

Koşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorum

Evleri balkonsuz yapan mimarların

Şiirin Tahlîli

Sezai Karakoç’un Balkon şiiri, modern Türk şiirinde ölüm, yaşam ve mekân arasındaki ilişkiye dair derin bir sorgulama sunar. Şairin varoluşçu kaygılarını ve ölüm teması üzerinden yaptığı eleştirileri güçlü bir imgesel dille ortaya koyduğu bu şiiri, farklı açılardan incelemek mümkündür.


1. Tematik Analiz

a. Balkonun Sembolizmi

  • Balkon, şiirde bir ara-mekân olarak işlev görür. Yaşam ve ölüm arasındaki sınırdır, aynı zamanda bireyin dünya ile olan ilişkisini tanımlayan bir metafordur. Şair, balkonu hem fiziksel hem de soyut bir varlık olarak ele alır:

    "Balkon / Ölümün cesur körfezidir evlerde"

    Balkon, evin içinde bir boşluk, bir tehlike alanı olarak konumlandırılır. Bu, yaşamın sürekliliğine karşı her an karşılaşılabilecek ölüm gerçeğini temsil eder.

b. Ölümün Kaçınılmazlığı

  • Şair, ölüm temasını hem bireysel hem de toplumsal düzeyde işler. Balkon, çocuğun düşerek ölmesi ya da ölülerin gelecekte balkonlara gömüleceği gibi imgelerle ölümün hayatın bir parçası olduğu gerçeğini acımasızca hatırlatır:

    "Gelecek zamanlarda / Ölüleri balkonlara gömecekler"

    Bu satırlar, modern toplumun ölümle yüzleşme biçimini eleştiren ironik bir bakış içerir.

c. Mekân ve İnsan

  • Balkon, aynı zamanda modern yaşamın fiziksel mekânlarını ve insanın bu mekânlarla ilişkisini sorgulayan bir metafordur. Balkonun, yaşam alanında bir tabut kadar yer tutması ya da bir hazır kefen işlevi görmesi, mekânın insan üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde dile getirir:

    "Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen / Şezlongunuza uzanır ölü"

    Burada modern mimari anlayışa yönelik bir eleştiri de gizlidir. İnsan, kendi yaşam alanlarında bile ölümle kuşatılmış durumdadır.


2. Şekil ve Yapı

  • Serbest Şiir: Şiir, belirli bir ölçü veya uyak düzenine bağlı değildir. Bu, Sezai Karakoç’un modern şiir anlayışına uygun bir tarzdır.
  • İmgelerle Doyurulmuş Dize Yapısı: Şair, soyut kavramları somut imgelerle ifade eder. Örneğin, balkonun ölümün cesur körfezi olarak tanımlanması ya da çamaşırların hazır kefen olarak nitelendirilmesi, okuyucuyu güçlü bir şekilde etkiler.
  • İroni ve Eleştiri: Şairin, mimarları alnından öpmek gibi ironik bir dille ifade ettiği son bölüm, modern mimarlığın insan yaşamına ve ölümüne etkisine yönelik eleştirisini ortaya koyar.

3. Dil ve Üslup

  • Yoğun ve Metaforik Dil: Şiirde, soyut kavramlar somutlaştırılarak güçlü bir anlatım elde edilmiştir. Balkon, ölüm, tabut, kefen gibi imgeler, insanın ölümle olan kaçınılmaz yüzleşmesini vurgular.

  • Melankolik ve İronik Ton: Şair, ölüm gibi ağır bir temayı işlerken yer yer ironik bir ton kullanır:

    "Alnından öpmeye gidiyorum / Evleri balkonsuz yapan mimarların"

    Bu ironi, hem toplumsal eleştiriyi hem de yaşamın absürt yanını ortaya koyar.


4. Toplumsal Eleştiri

  • Şair, modern yaşamın ve mimarlık anlayışının insanı hem fiziksel hem de ruhsal olarak köşeye sıkıştırdığını eleştirir. Balkon, evlerin ayrılmaz bir parçası olmasına rağmen ölümle ilişkilendirilmiştir. Şair, bu ilişkilendirme üzerinden modern toplumun insan doğasına aykırı yönlerini sorgular.

5. Şiirin Sonu ve Mimarlar

  • Şiir, oldukça çarpıcı bir şekilde sona erer. Şairin, mimarları alnından öpmeye gitmesi, ironik bir eleştiri olarak okunabilir. Mimarlar, balkon gibi ölümle ilişkili bir alanı yaşam alanlarına dahil etmiş, ancak insanı ölümden de kaçamaz bir noktaya getirmiştir.

Sonuç

Sezai Karakoç’un Balkon şiiri, modern insanın yaşamla ve ölümle olan ilişkisini, mekân üzerinden derin bir sorgulama ile ele alır. Balkon, hem somut bir mekân hem de yaşam ve ölüm arasındaki ince çizginin bir metaforu olarak güçlü bir şekilde kullanılmıştır. Şairin, bireysel ve toplumsal eleştiriyi iç içe geçirdiği bu eser, okuyucuyu ölüm, yaşam ve insanın bu iki olgu arasındaki varoluşsal mücadelesi üzerine düşünmeye davet eder.

Yorumlar