Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Soy [Metin Eloğlu]


Dün oğlumla rastlaştık 

O süt alıyordu ben rakı 

Bir üst sokakta oturuyormuş 

İyi iyi 

Saçları mı dökülüyormuş ne 

Bakkal kalabalıktı

"Soy" Şiirinin Tahlîli

Metin Eloğlu’nun Soy şiiri, minimalizm ve sıradan bir olay üzerinden derin bir insanlık durumu yaratma başarısını taşır. Şiir, dilin sade kullanımı ve gündelik hayata dair bir sahneyi resmetmesiyle, insan ilişkilerindeki kopukluk, yabancılaşma ve farkındalığın eksikliği üzerine güçlü bir alt metin sunar. Şiiri birkaç temel başlık altında inceleyebiliriz:


1. Gündelik Hayatın Sıradanlığı

Şiir, babayla oğulun rastlaşmasını son derece sıradan bir olay olarak sunar. Ancak bu sıradanlık, aynı zamanda ilişkiye dair bir mesafenin, iletişimsizliğin ve duygu eksikliğinin ipuçlarını verir.

  • “Dün oğlumla rastlaştık”: Baba-oğul ilişkisi, beklenmedik bir rastlantı üzerinden kurulur. Bu rastlantı, iki insanın hayatlarının birbirinden kopuk olduğunu ve sadece bir tesadüf sonucu bir araya geldiklerini hissettirir.
  • “O süt alıyordu ben rakı”: Bu mısra, babayla oğul arasındaki farklı yaşam tarzlarını ve ihtiyaçlarını simgeler. Süt ve rakı, kuşaklar arasındaki farklılıkları ve belki de hayatın saf masumiyeti ile yetişkinlikteki kaçış arayışı arasındaki çatışmayı işaret eder.

2. Yabancılaşma ve Kopukluk

Şair, baba ve oğul arasındaki ilişkiyi, duygusal bir yakınlıktan çok bir tesadüf ve yüzeysel bir farkındalık üzerinden anlatır. Bu durum, modern insanın, özellikle aile içindeki bağlarının zayıflığını ve ilişkilerin yüzeyselleştiğini yansıtır.

  • “Bir üst sokakta oturuyormuş”: Baba, oğlunun fiziksel olarak çok yakın bir yerde oturduğunu ancak bu bilgiye sahip olmadığını vurgular. Bu durum, ilişkiyi yalnızca fiziksel mesafeyle değil, duygusal mesafeyle de yorumlamamıza neden olur.
  • “İyi iyi”: Bu ifade, mesafeli ve ilgisiz bir tavrı temsil eder. Baba, oğlunun hayatına dair bir haberi alır ama bu habere tepkisi yüzeyseldir.

3. Zamanın Etkisi ve İnsan Hayatının Geçiciliği

Şiirde geçen "saç dökülmesi" detayı, insan hayatının zamana yenik düşüşünü ve fiziksel değişimi temsil eder. Ancak bu fiziksel değişime bile olan ilgi yüzeyseldir.

  • “Saçları mı dökülüyormuş ne”: Bu belirsizlik ve umursamazlık, bir ebeveynin çocuğuna dair olması beklenen detaylı ilgisinin eksikliğini ortaya koyar. Aynı zamanda zamanın acımasızca geçişine kayıtsız bir tavır sergilenir.

4. Toplumsal ve Kültürel Arka Plan

Şiirde geçen “bakkal” ve “bakkalın kalabalık olması” gibi ayrıntılar, olayın geçtiği yerin sıradanlığına ve şiirin toplumun genel bir kesitini yansıttığına işaret eder.

  • “Bakkal kalabalıktı”: Bu ayrıntı, bireyin içinde yaşadığı sosyal çevrenin kaotik ve ilgisiz olduğunu ima eder. Kalabalık, bireysel ilişkilerin önemsizleştiği bir dünyayı temsil edebilir.

5. İnsanın Duygusal Donukluğu

Şiirin genel tonundaki mesafeli ve duygusuz anlatım, modern insanın duygu yitimine ve ilişkilerdeki bağların kopmasına işaret eder. Baba, oğluyla karşılaşmış olmasına rağmen bu karşılaşmanın onda herhangi bir duygusal yankı uyandırmadığı izlenimini verir.


6. Minimalist Üslup ve İroni

Metin Eloğlu, bu kısa şiirinde minimalist bir üslupla çok katmanlı bir anlam yaratır. Olayların ve duyguların kısacık, basit cümlelerle anlatılması, şiirin etkisini artırır. İronik bir şekilde, baba-oğul ilişkisinin sıcaklığını beklerken okuyucuyu soğuk ve mesafeli bir tabloyla karşı karşıya bırakır.


7. Şiirin Teması: İlişkilerdeki Çatışma ve Kopuş

Soy, kuşaklar arası iletişim kopukluğu, modern hayatta duygusal bağların zayıflaması ve bireylerin birbirlerine yabancılaşması gibi temaları işler. Bu, toplumsal ve bireysel bir eleştiriyi iç içe geçirir.


Sonuç

Soy, basit bir olay üzerinden derin anlamlar üretmeyi başaran bir şiir. Metin Eloğlu, gündelik hayatın sıradanlığını ve bu sıradanlığın ardındaki duygusal boşluğu ele alırken, modern insanın aile bağlarındaki çözülme ve ilişkilerdeki mesafeyi sorguluyor. Şiir, kısa ve etkili bir anlatımla, okuyucuyu derin bir yalnızlık hissiyle baş başa bırakıyor.

Yorumlar