-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Yazın Bittiği [Ülkü Tamer]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Yazın bittiği her yerde söylenir.
Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir
Ölüleri örten yapraklardan başka.
Çünkü sahiden yaz bitmiştir,
Göle bakmaktan usanır insan,
Koru tutmaktan, yol gözlemekten;
Çadırlar toplanır, yaralar sarılır;
Durgun bir yolculuk, uzun bir şapka
Artık yaprakları beklemektedir.
Aşk mıdır kış gelince başlayan
Beyaz kılıçla yürüyen aşka...
Bırakmaz olur kuşlarını ülkeler,
Yazın her yerde bittiği söylenir;
Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra;
Kardan mezarları görülür ıssızlığın
Ölü öpüşlerin koyuluğuyla...
Aşk kalmıştır otlarda yılı götüren,
Cesur savaşçıları taşıyan kışa.
Her yerde yazın bittiği söylenir,
Çürür çiçeklere yapışan kanlar;
Belki uzaktan iki atlı yaklaşır,
Belki yakından iki yaprak kalkar;
Akşamın örtüsü derelerde yıkanır,
Gökyüzünü görünce gecenin devi
Çıkarıp şapkasından yıldızlar saçar,
Cüceler bunu bilir, gürgenler bilir,
Aşkın uyumadığı her yerde söylenir.
Şiirin Tahlîli
Ülkü Tamer’in "Yazın Bittiği" adlı şiiri, sonbaharın melankolisini ve doğanın değişimini yoğun imgelerle anlatırken, bu değişim üzerinden insanın içsel dünyasına dair derin bir sorgulama sunar. Şiiri hem dil ve üslup hem de tematik açıdan inceleyelim:
1. Tema ve Ana Duygu
Şiirde mevsimsel bir dönüşüm anlatılırken, yazın bitişi yalnızca doğayla sınırlı kalmaz; insanın iç dünyasında da bir bitiş ve yenilik hissi uyandırır. Yazın sonu, biten bir dönemi, geçmişin kapanışını ve kışın (belki de bir hesaplaşma ya da yeniden başlangıcın) başlangıcını temsil eder.
Mevsimlerin Metaforu: Yazın bitişi, aşkın, coşkunun ve sıcaklığın sona erdiği bir dönemi simgeler. Kış, hem fiziksel anlamda soğukluğu hem de ruhsal bir durgunluğu ve olgunlaşmayı ifade eder. Bu geçiş, aynı zamanda hayatın döngüselliğine de bir göndermedir.
Melankoli ve Geçicilik: Şiirde doğanın döngüsüyle birlikte insan yaşamının geçiciliğine vurgu yapılır. "Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra" dizesi, yaşanan acıların ve yorgunluğun da birikerek insanı etkilediğini gösterir.
2. Şiirsel Üslup ve Dil
Ülkü Tamer’in kendine has üslubu, imgelerle zenginleşir. Şiirde kullanılan metaforlar, soyut ve somut imgelerle birleşerek hem bireysel hem de kolektif bir his yaratır.
Görsellik ve İmgeler: Şiir, "kırmızı kalkan", "ölüleri örten yapraklar", "durgun bir yolculuk", "beyaz kılıç" gibi güçlü imgelerle doludur. Bu imgeler, okurun zihninde hem somut bir tablo çizer hem de soyut anlamlar taşır.
Ritmik ve Akıcı Dil: Şiirin ritmi, mevsimlerin akışı gibi yumuşak ve doğal bir seyir izler. Dize sonlarında yapılan tekrarlar ("Yazın bittiği her yerde söylenir") şiirin ahengini artırır ve bir döngü hissi yaratır.
3. Doğa ve İnsan İlişkisi
Doğa ile insanın duygusal dünyası arasında sürekli bir paralellik kurulmuştur. Özellikle yaprakların, kuşların ve gökyüzünün betimlenmesiyle doğanın devinimi insan yaşamıyla ilişkilendirilir.
Doğanın Dönüşümü: "Göle bakmaktan usanır insan, / koru tutmaktan, yol gözlemekten" dizelerinde, doğanın rutin döngüsünün insanda yarattığı monotonluk hissedilir. Yazın bittiği yerlerde, bu döngüden bir kaçış ve yenilenme ihtiyacı belirir.
İnsan Duygularının Evrimi: Doğadaki bu değişim, insandaki aşk ve özlem gibi duyguların da dönüşümüne işaret eder. "Aşk kalmıştır otlarda yılı götüren" dizesi, mevsimler geçse bile duyguların ve geçmişin izlerinin silinmediğini ifade eder.
4. Aşkın Dönüşümü
Şiir, mevsimsel değişimle birlikte aşkın da farklı bir evreye geçtiğini ima eder. Yaz aşkı, kışla birlikte bir sınava tabi tutulur. Bu aşk, yazın getirdiği hafiflik ve tutkunun ötesinde, daha ciddi ve derin bir mücadeleyi içerir.
Aşk ve Savaş İlişkisi: "Beyaz kılıçla yürüyen aşka..." dizesinde aşk bir savaşçıya benzetilir. Bu benzetme, aşkın mücadele gerektiren bir duygu olduğunu ve kışın zorluklarıyla daha da güçlendiğini ima eder.
Yalnızlık ve Karanlık: "Kardan mezarları görülür ıssızlığın" dizesi, aşkın karanlık ve yalnızlıkla iç içe geçebileceğini gösterir. Bu yalnızlık, aynı zamanda bir olgunlaşma sürecidir.
5. Sonuç ve Şiirin Evrenselliği
Şiir, yazın bitişinden yola çıkarak insan yaşamının ve duygularının mevsimsel döngülerini anlatır. Bu, bir dönemin kapanışı ve başka bir dönemin başlangıcıdır. Şiirde, hem bireysel (aşk ve içsel yolculuk) hem de toplumsal (savaş, ölümler) temalar işlenmiş, bu sayede şiir evrensel bir mesaj kazanmıştır.
Ülkü Tamer, bu şiirinde yalnızca bir mevsimsel geçişi değil, aynı zamanda insani deneyimlerin ve duyguların da bir değişim sürecini etkileyici bir şekilde ifade etmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder