-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Ey Sâki-i Sâhib-vefâ [Erzurumlu Emrah]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Ey sâki-i sâhib-vefâ
Devret şarabım bu gece
Çal mutrıb sen de bir hava
Gör inkılâbım bu gece
Can mübtelâdır varına
Mâilim zülf-i târına
Yandım harîm-i nârına
Seyreyle tâbım bu gece
Nûş ettim aşkın dolusu
Ref'oldu gönül kaygusu
Uyandı bahtım uykusu
Ne tatlı hâbım bu gece
Güftâra mâil olmuşum
Ruhsâra nâil olmuşum
Dildâra vâsıl olmuşum
Feth oldu bâbım bu gece
Herdem olmaz gönül muğber
Bahta güler gonca-i ter
Gösterdi mihrinden eser
Bak âfitâbım bu gece
Emrâhî çok kıldın dilek
Kâm üzre dönmez bu felek
Mahbûbumdur tâ subha dek
Güftâr-ı nâbım bu gece
Şiirin Tahlîli
Erzurumlu Emrah’ın "Ey Sâki-i Sâhib-vefâ" şiiri, klasik Türk edebiyatının gazel ve halk edebiyatının lirizm geleneklerinden izler taşır. Şiir, aşk, şarap ve ilahi vecd gibi temalarla yoğrulmuş, duygusal ve mistik bir anlatımı içinde barındırır. Bununla beraber şiir, gazel formunda değil, halk şiiri geleneğine uygun bir şekilde hece ölçüsü ve dörtlükler halinde yazılmıştır. Ancak, konu, üslup ve kullanılan kelime kadrosu itibariyle klasik Türk edebiyatının etkilerini güçlü bir şekilde taşır.
1. Şekil Özellikleri (Düzeltme ve Doğrulama)
Nazım Biçimi: Şiir, klasik edebiyatın gazel formundan ziyade hece ölçüsüyle yazılmış halk şiiri formuna sahiptir. Dörtlükler halinde yazılmıştır ve bu özellik halk edebiyatı geleneğine uygun düşer.
Ölçü: Şiirde 8'li hece ölçüsü kullanılmıştır. Bu ölçü, halk şiirinde yaygın bir kalıptır.
Ahenk:
Her dörtlüğün sonunda yer alan "bu gece" ifadesi redif olarak kullanılmıştır ve şiire hem bir ritim hem de tematik bir bütünlük kazandırır.
Düz kafiye örgüsü görülür (AAAB). Bu kafiye yapısı, halk şiirinin türkü veya koşma tarzına da yakın durur.
Üslup ve Dil: Dil, halk şiiri geleneğinden beklenenden daha ağırdır ve divan edebiyatının mazmunlarını içerir. Ancak, hece ölçüsü ve sade bir akışla yazıldığı için halk şiirine yakın durmaktadır.
2. Tematik ve Üslup Özellikleri
Şiirin klasik Türk edebiyatı etkisiyle yazılmış bir halk şiiri örneği olduğu görülür. Temalar ve imgeler, klasik şiirin derinliğini taşırken, dörtlükler ve hece ölçüsü halk şiirine ait bir form kullanır. Bu da Erzurumlu Emrah gibi aşıkların, klasik ve halk edebiyatını nasıl ustalıkla birleştirdiğini gösterir.
a) Klasik Şiir Etkileri
Mazmunlar: "Zülf-i târ", "harîm-i nâr", "afitab" gibi klasik edebiyatın mazmunları şiirde sıkça kullanılmıştır.
Temalar: Şarap, aşk, vecd gibi tasavvufi ve beşeri aşkın temaları işlenmiştir.
Söz Dizimi: Divan şiirinde görülen sanatlı anlatım ve söz dizimi, şiirin bazı yerlerinde dikkat çeker. Örneğin, "Yandım harîm-i nârına" gibi ifadeler, klasik şiirin estetik yapısını yansıtır.
b) Halk Şiiri Unsurları
Sade Akış ve Doğrudanlık: Şair, klasik mazmunlarla süslü bir dil kullansa da, hece ölçüsüyle sade ve ritmik bir anlatım sağlar. Bu, halk şiirinin doğal ve duygusal akıcılığına uygundur.
Tekrarlar ve Ritmik Unsurlar: "Bu gece" redifinin her dörtlükte tekrarı, halk şiirindeki ahenk ve ritim anlayışına katkı sağlar.
Dörtlük Yapısı: Şiir tamamen dörtlükler halinde yazılmıştır, bu da klasik gazel formundan farklıdır ve halk şiirinin temel özelliklerindendir.
3. İçerik ve Duygu Analizi
a) Aşk ve Şarap
Şiirdeki şarap teması, halk şiirinde sık rastlanmasa da tasavvufi ve divan şiirinde önemli bir semboldür. Burada, şarap, hem dünyevi hem de ilahi aşkın sarhoş edici etkisini simgeler.
"Devret şarabım bu gece": Bu ifade, tasavvufta "aşk şarabı" olarak adlandırılan, ilahi hakikati anlama ve vecd haline ulaşma isteğini simgeler. Ancak, dünyevi bir keyif arayışı olarak da okunabilir.
b) İlahi ve Beşeri Aşk
Şair, beşeri ve ilahi aşkı ustalıkla harmanlar. Bir yandan sevgilinin fiziksel güzelliklerine ("Zülf-i târına") vurgu yapılırken, diğer yandan aşkın insanı yücelten, vecd haline ulaştıran etkisi üzerinde durulur.
c) Mutluluk ve İlham
"Uyandı bahtım uykusu": Şair, bu geceyi özel ve ilham verici bir an olarak betimler. Bu durum, aşkın bir uyanış ve ruhsal yükseliş sağladığını ima eder.
"Feth oldu bâbım bu gece": "Kapıların açılması" ifadesi, hem maddi hem de manevi anlamda bir erişime, bir sırrın çözülmesine işaret eder.
d) Gece ve Aşkın Coşkusu
Gece, şiirde özel bir anlam taşır. Şair, aşkın en yoğun ve mistik şekilde hissedildiği zaman dilimi olarak geceyi seçmiştir. Bu tür gece vurguları, halk şiirinde nispeten az görülürken tasavvufi ve divan şiirinde önemli bir motiftir.
Sonuç
"Ey Sâki-i Sâhib-vefâ," Erzurumlu Emrah’ın hem klasik hem de halk edebiyatını bir araya getirdiği ustalık dolu bir şiirdir. Şekil itibariyle halk şiirine özgü hece ölçüsü ve dörtlük formunu benimsemiş olsa da, içerik ve dil açısından klasik Türk edebiyatının etkilerini yansıtır. Şiir, aşk, şarap, vecd ve gece temalarıyla okuyucuyu derin bir duygu dünyasına davet eder. Erzurumlu Emrah’ın bu tarzı, halk edebiyatını zenginleştirerek iki farklı şiir geleneğini ustalıkla harmanladığını gösterir.
Yorumlar
Yorum Gönder