Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Ne içindeyim zamanın [Ahmet Hamdi Tanpınar]


Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükutu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.

Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.

Şiirin Tahlîli

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın “Ne İçindeyim Zamanın” şiiri, bireyin zaman ve varoluş karşısındaki konumunu, derin bir içsel dinginlik ve mistik bir duyumsayışla anlatır. Şiir, hem Tanpınar’ın zaman ve mekân temalı eserlerine bir kapı aralar hem de modern bireyin dünyayı algılama biçimine dair metaforlarla doludur. İşte şiirin tahlili:


1. Tema ve Ana Fikir

Şiir, bireyin zamanın akışı içindeki konumunu sorgular ve insanın hem zamanın içinde hem de dışında olma halini işler. Zaman, insan bilinciyle uyumsuz bir gerçeklik olarak ele alınır; insan, hem ona bağlıdır hem de ona yabancı.

  • Zaman ve Varoluş: Şair, zamanı yekpare bir bütün olarak algılar, ancak bu bütünün içindeki bireysel varlığını hafif ve geçici bir şekilde hisseder. Bu durum, bireyin zaman karşısındaki kırılganlığını ifade eder.
  • İçsel Huzur: Şairin dünyaya ve zamana karşı tutumu, mistik bir huzur ve dinginlik yansıtır. Birey, zamanı aşan bir bilinç haline ulaşmıştır.

2. Şiirdeki Mistik ve Felsefi Boyut

Tanpınar’ın şiirlerinde sıkça görülen mistik ve felsefi düşünce, bu eserde de ön plandadır.

  • Mistik Dinginlik: Şair, "abasız, postsuz bir derviş" benzetmesiyle içsel bir murada erişmiş, dünyevi bağlardan sıyrılmış bir varlık halini tarif eder. Bu, tasavvuf felsefesindeki "fenafillah" (kişinin benliğinden sıyrılıp ilahi hakikate ulaşması) durumuna benzer.
  • Evrenle Bir Olma Hali: "Kökü bende bir sarmaşık olmuş dünya" dizesi, şairin dünya ile bütünleştiğini ve evrenle tek bir varlık haline geldiğini ifade eder. Birey, dünyanın bir parçası olmanın ötesinde, onunla iç içe geçmiş bir varlık halindedir.

3. Şekil ve Biçim

Şiir, serbest ölçüyle yazılmıştır ve dörtlüklerden oluşur. Şair, serbest bir yapıya rağmen şiirsel ahengi, imgelerin ritmik düzeni ve akışıyla sağlar.

  • Akıcılık: Zamanın "yekpare, geniş bir anın parçalanmaz akışında" olduğu gibi, şiirin yapısı da bu sürekli akışı yansıtır.
  • İmgesel Derinlik: Şiirde kullanılan imgeler (örneğin "mavi ışık," "sarmaşık," "değirmen"), anlam katmanlarını zenginleştirir.

4. İmgeler ve Anlamları

Şiirdeki imgeler, hem Tanpınar’ın zaman anlayışını hem de bireyin evrendeki yerini anlamamıza yardımcı olur:

  • "Yekpâre, geniş bir anın parçalanmaz akışı": Zamanın, şairin zihninde bölünemez bir bütün olduğunu ifade eder. Geçmiş, şimdi ve gelecek bir süreklilik içinde erimiştir.
  • "Rüzgarda uçan tüy bile benim kadar hafif değil": Bu imge, bireyin dünya ve zaman karşısındaki kırılganlığını, hafifliğini ve belki de önemsizliğini anlatır.
  • "Başım sükûtu öğüten uçsuz bucaksız değirmen": Şairin zihnindeki düşünceler, bir değirmen gibi sürekli çalışır ve bu içsel süreçten sükûnet doğar.
  • "Abasız, postsuz bir derviş": Dünyevi maddi bağlardan sıyrılmış, içsel bir olgunluğa ulaşmış bir bireyi simgeler.
  • "Kökü bende bir sarmaşık olmuş dünya": Dünya, şairin varlığından ayrı bir şey değildir; onunla iç içe geçmiştir. Bu, insanın evrendeki yerini ve evrenle bağını ifade eder.
  • "Mavi, masmavi bir ışık ortasında yüzmekteyim": Mavi renk, huzur, sonsuzluk ve bilinçaltını temsil eder. Şair, bu sonsuzluk ve huzur içinde adeta bir varoluş hâli yaşar.

5. Zaman Algısı

Tanpınar’ın eserlerinde zaman, hem bireysel hem de toplumsal bir boyuta sahiptir. Bu şiirde ise daha çok bireysel bir perspektiften ele alınır:

  • Zamanın İçinde ve Dışında Olma: Şair, zamanın akışı içinde yaşamaktadır, ancak bu akışa tam anlamıyla dahil değildir. Bu durum, insanın zaman karşısındaki ontolojik açmazını gösterir.
  • Geçmiş ve Gelecek: Şair, geçmişin ve geleceğin birbiri içinde eridiği geniş bir “şimdi”yi hisseder. Bu, bir tür "zamanın ötesinde olma" durumudur.

6. Ton ve Duygu

Şiirin tonu sakin, dingin ve huzurludur. Şair, dünyaya ve zamana karşı teslimiyetçi bir tavır içindedir. Ancak bu teslimiyet, pasif bir kabulleniş değil, bilinçli bir uyum sağlama durumudur.

  • Dinginlik: Şairin "hafiflik" vurgusu, dünyayla ve zamanla olan uyumunu ifade eder.
  • Huzur ve Mutluluk: Şairin zaman ve evrenle kurduğu ilişki, derin bir huzur ve tatmin hissi barındırır.

7. Evrensel Boyut

Bu şiir, insanın zaman, mekân ve varoluş karşısındaki durumunu ele alarak evrensel bir tema işler. İnsan, zamanın geçiciliği içinde kaybolurken, aynı zamanda onun geniş akışıyla bütünleşir. Şairin tasvir ettiği hisler, insanın evrensel varoluş sancılarını ve huzur arayışını temsil eder.


Sonuç

“Ne İçindeyim Zamanın”, bireyin zaman ve evrenle olan ilişkisini, dingin bir teslimiyet ve derin bir varoluşsal farkındalık içinde anlatır. Ahmet Hamdi Tanpınar, bu şiirde zamanın akışını hem felsefi hem de mistik bir bakış açısıyla ele alır. Şiirdeki imgeler ve dil, insanın zaman içindeki kırılganlığını ve bu kırılganlık içinde bulduğu huzuru çarpıcı bir şekilde ifade eder. Bu eser, Tanpınar’ın modern Türk edebiyatındaki felsefi ve tasavvufi arayışlarının bir özeti niteliğindedir.

Yorumlar