Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Petrol [Edip Cansever]


Bıkmıştım, kediler damlarda vardı

Adamlar geliyordu bir takım adamlardan

Ben, Henri, Alain, bir de Bob

Bugün hepimiz noksan.

Bugün hepimiz noksan.


Henri'yi tanıyoruz, kim der ki tanımıyoruz Henri'yi

O bizim musluğumuzdur, çok hızlı akar Avrupadan

Alain'se açlığımızdır, bir sürü kadınlar tanır

Günün her saatinde ayrılan.

Günün her saatinde ayrılan.


Yorgundum, uzakta güller vardı

Yeni bir gül oluyordu bir gülün oynamasından

Bir ay yeni bir ay yapıyordu odaya girdiğini

Biz Bob'u çok seviyoruz, Bob çünkü umutsuzun biri

Ölüler gibi yani, en çabuk akılda kalan.


Kim geçti bu leylaktan nedense anlaşılmaz

Karışık yüzler aldık bir takım çarşılardan

Ben, Henri, Alain, bir de Bob

Burası Avrupa bazan da şiir olan

Sizi anlıyorum

Ne çıkar bizi anlamaktan.

Şiirin Tahlîli

Edip Cansever’in “Petrol” adlı şiiri, modernist bir üslup ve biçimle yazılmış; bireysel, toplumsal ve evrensel unsurları iç içe geçiren bir metin. Şiirin merkezinde bireyin eksikliği, kopukluğu ve çağın karmaşası içinde bir yere tutunma çabası var. Bu analizi şiirin farklı boyutları üzerinden yapabiliriz:


1. Konu ve Tematik Çerçeve

Şiirde, Henri, Alain ve Bob gibi karakterlerle bireysel yabancılaşma, toplumsal ilişki ağları ve Batı’nın modern dünyasına yönelik bir ironi dikkat çekiyor. Bu kişiler bir yandan somut özelliklerle tanımlanırken, bir yandan da soyut nitelikleriyle birer metafora dönüşüyor. Şiir, bireylerin kimlik arayışını ve eksikliklerini konu alıyor:

  • "Bugün hepimiz noksan" ifadesi, bir aidiyet veya tamlık duygusunun kaybolduğunu yansıtır.
  • Şiir boyunca karakterler üzerinden modern dünyanın açmazları, insanın yalnızlığı ve yüzeyselliği sorgulanır.

2. Karakterler ve Anlam Katmanları

  • Henri: “Musluk” metaforuyla tanımlanır, hızlı akan bir su gibi kontrolsüz ve tüketilebilir bir varlık. Avrupa’yla ilişkilendirilir; bu, Batı’nın üretim, tüketim ve hızla akıp giden modern yaşamına gönderme olabilir.
  • Alain: Açlık ve kadınlarla ilişkilendirilmiş; insani arzuların doyumsuzluğunu, ilişki dinamiklerindeki kopukluğu ve gündelik hayatın tekrar eden ayrılıklarını temsil eder.
  • Bob: Umutsuzluk ve ölüm temsili. "En çabuk akılda kalan" oluşu, ölümün hayattaki kesinliği ve etkisini hatırlatır.

Bu üç karakter, bir yandan bireysel özellikleriyle öne çıkarken, bir yandan da toplumun genel ruh halini sembolize eder. Şiir, kişisel hikâyeler üzerinden kolektif bir tablo çizer.


3. Mekân ve Zaman

  • Şiir, Avrupa'da geçtiği izlenimini verse de aynı zamanda evrensel bir yer-zaman belirsizliği taşır.
  • "Burası Avrupa bazan da şiir olan" ifadesi, şiirsel bir mekanın zamansız ve mekânsız olduğu fikrini vurgular. Avrupa, modernitenin ve kültürel karmaşanın simgesi olarak işlenmiştir.
  • Leylak ve güller gibi imgeler hem güzellik hem de geçiciliği sembolize eder, hayatın gelip geçici doğasını hatırlatır.

4. Dilin Kullanımı ve Üslup

  • Şiirin dili sade ama imgesel. İroni ve melankoli iç içe geçmiştir.
  • "Kim geçti bu leylaktan nedense anlaşılmaz" gibi dizelerde, anlamın net olmayışı, okuyucuyu metni farklı açılardan yorumlamaya iter.
  • Çok tekrar eden ifadeler ("Bugün hepimiz noksan", "Günün her saatinde ayrılan") modern dünyanın monotonluğunu ve insanın içsel eksikliğini pekiştirir.

5. Felsefi ve Sosyolojik Bağlam

Edip Cansever, bireyin kimlik ve anlam arayışını, modern dünyanın karmaşasında yerini bulma çabasıyla ilişkilendirir. Şiirde petrol gibi bir başlık seçilmiş olması da modernleşme ve sanayileşmenin temel dinamiklerinden birine ironik bir gönderme olabilir. Petrol, modern yaşamı sürdüren ama aynı zamanda tüketen, yok eden bir unsurdur.

  • Şiirdeki eksiklik ve tatminsizlik teması, modern insanın kaygılarıyla örtüşür. Avrupa modernitesinin sunduğu "refah" veya "ilerleme," bireylerin duygusal ve manevi boşluğunu dolduramaz.

6. Sonuç

Edip Cansever’in “Petrol” şiiri, bireysel ve toplumsal eksiklikler, modern yaşamın parçalanmışlığı ve anlam arayışı üzerine derin bir sorgulama sunuyor. Şiir, okuyucuyu karakterler ve imgeler aracılığıyla bir yolculuğa çıkarıyor, ancak bu yolculuk kesin bir anlam sunmaktan ziyade bir dizi duygu ve düşünce tetikliyor. "Sizi anlıyorum – Ne çıkar bizi anlamaktan" dizeleri, bireyin varoluşsal kaygılarını ve iletişimdeki kopukluğu özetler nitelikte. Bu, bir anlamda modern dünyada bireyin trajedisini ifade eder.

Yorumlar