-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Sevgiler [Ziya Osman SABA]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
İnsanlar, hepinizi seviyorum!
İçinizde dostlarım, kardeşlerim var.
Ey şehir! Bütün hemşerilerim.
Bayramınız bayramım, kederiniz kederim.
Yoksullar, hastalar, zavallılar,
Sizler için gözlerimdeki pınar.
Ölüler! Özlemez olur muyum dünyanızı,
Aranıza karışmış annem var, babam var.
Günler geçiyor diye bir yandan içim sızlar,
Hayat! Hayat! Seviyorum seni.
Yemyeşil çayırlarda bembeyaz gezen kızlar!
Aranızda sevgilim var.
Şiirin Tahlîli
Ziya Osman Saba’nın "Sevgiler" adlı şiiri, insan ve hayata duyulan derin bir sevginin ifadesidir. Şair, sevgisini yalnızca bireylere değil, insanlık, doğa, şehir, hatta geçmişte yaşamış ve aramızdan ayrılmış olanlara kadar geniş bir alana yayar. Şiir, bir yandan coşkulu bir sevgiyle hayata sarılmayı anlatırken, diğer yandan hayatın geçiciliği karşısında duyulan hüzünle melankolik bir tını taşır. Bu şiiri tahlil edelim:
1. Tema ve Ana Duygu
Şiirin ana teması, evrensel sevgi ve hayata duyulan bağlılıktır. Şair, hayatı ve insanları, bütün farklılıklarına ve zorluklarına rağmen, olduğu gibi kabul eder ve sever.
Evrensel Sevgi: Şair, dostlarını, hemşehrilerini, yoksulları, hastaları ve ölüleri sevgiyle kucaklar. Bu sevgi, bir bireyin sınırlarını aşarak kolektif bir duyguyu ifade eder.
Hayata Bağlılık: "Hayat! Hayat! Seviyorum seni." dizesi, şairin hayata duyduğu coşkulu sevgiyi açıkça ifade eder. Bu sevgi, sadece olumlu yanlarıyla değil, zorlukları ve geçiciliğiyle de hayatı kabullenme duygusudur.
2. Şiirsel Üslup ve Dil
Ziya Osman Saba’nın şiirlerinde sıkça rastlanan sadelik ve içtenlik bu eserde de belirgindir. Şair, karmaşık imgeler ya da ağır bir dil kullanmadan, duygu yoğunluğunu sade bir şekilde aktarır.
Samimi Hitap: Şiir boyunca, "insanlar," "şehir," "yoksullar," "ölüler" gibi doğrudan hitaplarla, şair kendisini bir bireyden çok bir bütünün parçası olarak konumlandırır.
Duygusal Yoğunluk: Şair, sevgisini ifade ederken açık ve net bir dil kullanır. Bu açık sözlülük, şiirin etkileyiciliğini artırır.
3. İnsan ve Toplum İlişkisi
Şiir, birey ve toplum arasındaki bağı güçlü bir şekilde vurgular. Şair, sadece bireysel bir sevgiyle değil, toplumsal bir sorumluluk bilinciyle de hareket eder.
Yoksullar ve Hastalar: "Sizler için gözlerimdeki pınar" dizesi, şairin toplumsal duyarlılığını ifade eder. Şair, zorluk çeken insanlar için duyduğu merhameti ve onlara karşı duyduğu sorumluluğu dile getirir.
Hemşerilik ve Ortaklık: "Bayramınız bayramım, kederiniz kederim" dizesi, toplumla kurulan ortak duygusal bağı ifade eder. Şair, bireysel mutluluğun toplumsal mutlulukla bağlantılı olduğunu hissettirir.
4. Hayatın Geçiciliği ve Melankoli
Şair, hayatın güzelliklerini ve sevgisini överken, zamanın akışı ve hayatın geçiciliği karşısında duyduğu hüznü de dile getirir.
Zamanın Akışı: "Günler geçiyor diye bir yandan içim sızlar" dizesi, hayatın hızla akıp gitmesi karşısındaki melankoliyi ifade eder. Şair, sevgiyle bağlandığı hayattan kopma düşüncesinden hüzün duyar.
Ölülere Özlem: Şair, "Ölüler! Özlemez olur muyum dünyanızı," diyerek geçmişte kaybettiklerini de sevgiyle anar. Özellikle anne ve babasını özlemle hatırlayarak bu duyguyu derinleştirir.
5. Doğa ve Estetik Duyarlılık
Şairin hayat sevgisi, doğanın güzellikleri ve estetiğiyle birleşir.
Doğa Betimlemeleri: "Yemyeşil çayırlarda bembeyaz gezen kızlar" dizesi, hayatın güzelliklerine duyulan hayranlığı ve estetik bir bakış açısını yansıtır.
Saflık ve Masumiyet: Çayırlarda dolaşan kızların beyaz giysileri, gençlik, masumiyet ve yaşamın tazeliğiyle ilişkilendirilir.
6. Sevgi ve Bütünsellik
Şairin sevgisi, sadece hayatta olanlara ya da belirli bir gruba değil, yaşamın her boyutuna yöneliktir. Bu bütüncül sevgi, şiiri derin bir insani duyarlılık üzerine kurar.
Yaşayanlara Sevgi: Dostlar, kardeşler, şehir halkı ve sevgili, şairin hayata olan sevgisinin birer yansımasıdır.
Ölülerle Bağ: Şairin anne ve babası üzerinden ölülerle kurduğu bağ, sevginin zaman ve mekân sınırlarını aştığını gösterir.
Sonuç:
Ziya Osman Saba’nın "Sevgiler" şiiri, insan, doğa ve hayata duyulan koşulsuz sevginin bir manifestosu gibidir. Şiir, şairin toplumsal duyarlılığını, hayata bağlılığını ve insan sevgisini sade ama etkileyici bir dille yansıtır. Hayatın geçiciliği ve zamanın akışı karşısındaki melankolik duygu, şiire ayrı bir derinlik kazandırır. Bu yönüyle eser, insanı kendisi ve çevresiyle barışmaya ve hayatı tüm yönleriyle sevmeye çağıran bir metin olarak öne çıkar.
Yorumlar
Yorum Gönder