-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...
Şimal Rüzgarı [Ahmet Kutsi Tecer]
tarih:
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Duyulmuyor günlerin nasıl geçtiği
Bu temmuz, ağustos ayları böyledir
Dakikalar öyle süratli geçer ki
Daha sabah zannedersiniz, öğledir
Erkenden çağırır ya deniz, ya bahçe
Her yerde tükenmez kahkaha, eğlence
Daha uzak uzak sanırsınız gece
Bir de bakarsınız gün batmış, ay bedir
Sonra bir yel eser enginden, şimalden
Bütün neş'eleri toplayıp götüren
Ey şimal rüzgârı, hasret dolu tren,
Bari o günlerin kokusunu getir.
Şiirin Tahlîli
Ahmet Kutsi Tecer'in "Şimal Rüzgarı" şiiri, nostalji, zamanın geçiciliği ve doğanın insan ruhu üzerindeki etkisini zarif bir şekilde dile getiren bir eserdir. Şiiri anlamak için temalarını, imgelerini ve genel yapısını ele alabiliriz.
1. Zaman Algısı ve Hızlı Akışı
Şiir, zamanın geçişinin fark edilemeyecek kadar hızlı olduğu bir yaz mevsimini betimler. İlk dizelerde, "Duyulmuyor günlerin nasıl geçtiği" ifadesi, mevsimlerin ritmini ve insanın yaz aylarında zaman algısının değişimini vurgular. Bu aylarda dakikaların hızla geçtiği ve gündüz ile gece arasındaki geçişin fark edilmediği bir atmosfer oluşturulmuştur. Şair, burada yazın getirdiği coşkuyu ve zamanın bu coşku içinde nasıl akıp gittiğini dile getirir.
2. Mekan ve Eğlence Teması
Şair, yaz mevsimini deniz ve bahçe gibi açık hava mekânlarıyla ilişkilendirir: "Erkenden çağırır ya deniz, ya bahçe." Bu dizeler, yaz aylarının davetkâr doğasını ve insanların bu çağrıya kayıtsız kalamayışını betimler. Denizin sonsuzluğu ve bahçenin dinginliği, hem huzurun hem de neşenin mekânlarıdır.
Bu bölümde kahkaha ve eğlence motifleri ile birlikte yazın geçici, ama yoğun neşesine bir vurgu yapılır: "Her yerde tükenmez kahkaha, eğlence." Ancak bu mutluluğun sonlu olduğu da bir yandan sezdirilir.
3. Gece ve Melankoli
Şair, geceyi uzak bir gerçeklik olarak tanımlarken, zamanın hızla geçtiği fikrini sürdürür: "Daha uzak uzak sanırsınız gece / Bir de bakarsınız gün batmış, ay bedir." Burada gün batımının fark edilemeden gelmesi, zamanın akıcılığına yönelik bir şairane şikâyet olarak görülebilir. Ayın dolunay hâlinde betimlenmesi, doğanın güzelliğinin bir yansımasıdır; ancak bu güzellik, bir yandan da melankoli hissini taşır.
4. Şimal Rüzgârı ve Nostalji
Şiirin son kıtası, melankoli ve özlem duygularını yoğunlaştırır. "Sonra bir yel eser enginden, şimalden" dizesi, ani bir rüzgârla yazın neşesinin sona erdiği hissini yaratır. Şimal rüzgârı, serinliğiyle yazın sıcaklığını sona erdiren ve kışın habercisi olan bir metafordur. Bu rüzgâr, hem fiziksel hem de ruhsal bir değişimi temsil eder.
Şair, bu rüzgârı bir "hasret dolu tren" olarak nitelendirir ve ondan yaz günlerinin kokusunu getirmesini ister. Tren metaforu, geçmişe olan özlemi taşıyan bir taşıyıcıdır. Bu, insanın mutlu anlarını yeniden yaşama arzusunu ifade eder. Rüzgârın yaz günlerinin "kokusunu" getirmesi dileği, geçmişin somut bir hatıra hâline getirilme çabasını anlatır.
Şiirin Temaları
Zamanın Akışı: Şiir, hızla geçen zamanın yaz aylarındaki etkisini işler. Zamanın hızlı akışı, insanın anı yaşama isteği ile geçmişe duyduğu özlemi karşı karşıya getirir.
Doğa ve Mevsim: Yaz mevsimi, coşkusu ve huzuru ile insan ruhunu etkileyen bir atmosfer yaratır.
Melankoli ve Nostalji: Şimal rüzgârı, geçmişteki mutluluğun bitişini ve yazın sona erdiğini haber verirken, şairin geçmişe dönme isteğini de simgeler.
Şiirin Genel Yorumu
Ahmet Kutsi Tecer, "Şimal Rüzgarı" şiirinde yaz mevsiminin hem neşesini hem de bu neşenin sona erişini, zamanın geçiciliği ve nostaljik bir özlemle harmanlamıştır. Şair, yazın mutluluğunu yaşarken, bu mutluluğun geçici olduğunu fark eder ve geçmişteki güzel günlere özlem duyar. Şimal rüzgârı, bu geçiciliğin bir sembolü olarak hem doğanın döngüsünü hem de insanın içsel melankolisini yansıtır. Şiir, insanın zamanla ve anılarla kurduğu duygusal bağları ustalıkla dile getirir.
Yorumlar
Yorum Gönder