Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Vara Vara Vardım Ol Kara Taşa [Karacaoğlan]


Vara vara vardım ol kara taşa

Hasret kodun beni kavim kardaşa

Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm


Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Niceleri, gelmez yola geldirdi

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm


Karac'oğlan der ki, kondum, göçülmez

Acıdır ecel şerbeti, içilmez

Üç derdim var, birbirinden seçilmez

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Şiirin Tahlîli

Karacaoğlan'ın Vara Vara Vardım Ol Kara Taşa şiiri, halk şiirinin derin melankolisini ve insan hayatındaki üç büyük gerçeği (ayrılık, yoksulluk, ölüm) sade ama etkili bir dille dile getirir. Bu şiir, Karacaoğlan’ın yaşadığı kişisel acılar kadar, insanlığın ortak deneyimlerine de ışık tutar. Şair, insanın hayat boyu karşılaştığı en temel zorlukları tasvir ederken, bunların evrensel niteliğini ve kaçınılmazlığını vurgular.


1. Tematik Analiz

a. Üç Büyük Dert: Ayrılık, Yoksulluk, Ölüm

  • Şiirin merkezinde üç temel dert yer alır: Ayrılık, yoksulluk ve ölüm. Bu kavramlar, halk edebiyatında sıkça işlenen ve hayatın geçiciliğini, insanın acziyetini ortaya koyan temalardır.

    "Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm"

    Bu dizede, hayatın acımasız gerçekleri bir araya getirilir. Her biri, insanın yaşamında derin izler bırakan deneyimlerdir. Bu gerçekler, insanın sadece fiziksel varoluşunu değil, duygusal ve ruhsal dünyasını da etkiler.

b. Ayrılık

  • Şair, ayrılığı en yakıcı dertlerden biri olarak görür. Ayrılık, hem sevilenlerden uzak kalmayı hem de Allah’a duyulan özlem gibi tasavvufi bir anlam taşıyabilir:

    "Hasret kodun beni kavim kardaşa"

    Buradaki ayrılık, hem sosyal bir bağın kopuşunu hem de içsel bir yalnızlığı ifade eder.

c. Yoksulluk

  • Yoksulluk, insana dünyadaki kırılganlığını ve çaresizliğini hatırlatır. Bu, sadece maddi anlamda değil, manevi bir yoksunluğu da kapsayabilir. Şiirde, yoksulluğun insanın gücünü ve direncini tükettiği vurgulanır:

    "Nicesinin gül benzini soldurdu"

d. Ölüm

  • Ölüm, şairin en kaçınılmaz gerçek olarak ele aldığı temadır. İnsan hayatındaki her şeyin sonunu getiren ölüm, aynı zamanda bir eşitlik unsuru olarak görülür. Sultanlar bile ölüm karşısında çaresizdir:

    "Nice sultanları tahttan indirdi"

e. Hayatın Geçiciliği

  • Şiirde, hayatın bir göçebe misali gelip geçici olduğu, hiçbir şeyin kalıcı olmadığı düşüncesi işlenir:

    "Karac'oğlan der ki, kondum, göçülmez"

    Bu, halk edebiyatında sıkça rastlanan dünya hayatının bir konaklama yeri olduğu inancıyla örtüşür.


2. Şekil ve Yapı

  • Nazım Biçimi: Şiir, koşma tarzında yazılmıştır. Halk şiirinin geleneksel biçimi olan dörtlükler kullanılmıştır.
  • Hece Ölçüsü: 11’li hece ölçüsü (6+5 durak) şiire ahenk ve akıcılık kazandırır.
  • Tekrarlar: "Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm" ifadesi, şiirin her dörtlüğünde tekrar edilerek tematik vurguyu güçlendirir.

3. Dil ve Üslup

a. Sade ve Halk Dili

  • Şair, halkın anlayabileceği yalın bir dil kullanır. Bu, şiiri hem samimi hem de evrensel kılar.
  • "Vara vara vardım ol kara taşa" gibi ifadeler, Anadolu halk kültüründeki deyim ve söyleyişlerin izlerini taşır.

b. Melankolik ve Ağıtsal Ton

  • Şiir boyunca yoğun bir melankoli hâkimdir. Bu, hem bireysel bir ağıtı hem de toplumsal bir duyarlılığı yansıtır.

c. Metaforlar ve İmgeler

  • "Kara taş" ölümün ve kalıcılığın bir simgesi olarak görülür. Taş, aynı zamanda mezar taşını çağrıştırır.
  • "Gül benzi solmak" yoksulluğun ve ayrılığın insan üzerindeki etkisini anlatır.

4. Tematik Derinlik ve Felsefi Yorum

  • Kadercilik ve Teslimiyet: Şair, hayatın acı gerçekleri karşısında bir teslimiyet içindedir. Bu, halk edebiyatında sıkça görülen bir kadercilik anlayışını yansıtır.
  • Evrensel Bir Gerçeklik: Şiirde ele alınan ayrılık, yoksulluk ve ölüm temaları, insanlığın her döneminde geçerli olan evrensel gerçekliklerdir.
  • Tasavvufi Anlam: Ayrılık, tasavvuf anlayışında insanın Allah’tan ayrı düşmüş olmasının sembolü olabilir. Yoksulluk ise dünyevi varlıklardan uzaklaşmayı; ölüm ise ilahi aşk yolunda kişinin benliğinden tamamen vazgeçmesini ifade edebilir.

5. Sonuç

Karacaoğlan’ın Vara Vara Vardım Ol Kara Taşa şiiri, halk edebiyatının melankolik ve samimi yapısını yansıtan, derin anlamlarla yüklü bir eserdir. Şair, insanın hayatında kaçınılmaz olan ayrılık, yoksulluk ve ölüm temalarını işlerken, bunların evrensel boyutunu ve insana olan etkisini ustalıkla dile getirir. Şiirin sade dili ve tekrarlarla güçlendirilen yapısı, hem bireysel hem de toplumsal bir ağıt niteliği taşır. Bu eser, Karacaoğlan’ın halk şiirindeki ustalığını ve insanlık hallerine dair derin anlayışını gözler önüne serer.

Yorumlar