Türkiye'nin Adresi [Metin Eloğlu]

-I- tavsayan bir rüzgârdaki hadilik sudaki buğulanıma direniş gece indi miydi ot güne upuzuyor geceye daha yıl var peki ne bu hırsız merdiveni bir de oturasılık tutturdun tam giderayak —inim inim gözleri— yahu silme ısırgan buralar, azıcık çömel peki güze doğru istanbul’da bir kuş öter yazları kuş ne, yaz niye, istanbul nere a deli burası önce türkiye, sonra pompei’nin son günleri -II- pıyrım pıyrım bir deniz hırpani bir gökyüzü nereden bulup döşerler salıncakta bebeler çünkü’lerin, ya da’ların savsağında hani’celer, belki’celer, ama’calar gözleri güme gidiyor ilk, gitsin mi sen oğlusun sonra bir bacağı yitiyor, ellerini alakoyuyorlar dişleri hiç mi hiç, dişleri de olsa mıydı ciğerine takıyor bir sabanı, üç evlek öteye çekeliyor bir yayan yulaf sepeliyor yarısı kendi barsağı köpürmüş tezeklere dalağı dökülüyor, kelliği bir kentiçi kavşağında buluyoruz son ne yüreği ne şahdamarı ne kirpiği onu sap, sen oğlusun -III- et kılçık yoğrumları bu ya daha da inceltemezsin zarganaları su dinik a...

Yaşadım Artık Bitti [Ziya Osman SABA]


Yaşadım aranızda, artık bitti, insanlar!

Fenaları tanıdım ve sevdim iyileri.

Kavgamız sona erdi, tükendi bütün günler.

İnsanlar! sıranızdan çıkan insanın biri.


Ben de taşıdım, akşam, bir eve bir ekmeği,

Yaşadım bir kenarda, habersiz Hintten, Çinden

Ömrümün bilmiyorum her an neresindeyim!

Fakat sesler geliyor gelecekler içinden.


Beni hep kucağına alıyor büyükbabam.

Karyolamın başında masal söylüyor dadım,

İlk defa tutuyorum sevgilimin elini.

Geçip gittiniz işte.. Ah, nedir ki hayatım!

Şiirin Tahlîli

Ziya Osman Saba’nın “Yaşadım Artık Bitti” adlı şiiri, onun hayat, ölüm, geçmiş, insanlık ve anılar üzerine derin bir tefekkür içeren sade ama güçlü eserlerinden biridir. Şair, yaşadığı hayatı bir muhasebe niteliğinde değerlendirirken, hem bireysel hem de evrensel bir boyutta anlam arayışına girer. Şiir, Ziya Osman Saba’nın sıkça işlediği insan sevgisi, geçmişe özlem ve ölüm karşısındaki tevekkül temalarını yansıtır. Şimdi şiiri detaylı olarak analiz edelim:


1. Şiirin Teması

Şiirin temel teması, hayatın bir muhasebesini yapmak ve insanlıkla vedalaşmaktır. Şair, hayatını geçmişin anıları, yaşadığı ilişkiler ve insanlıkla olan bağı üzerinden değerlendirir. Ölüm teması, şiirin arka planında güçlü bir şekilde hissedilirken, buna karamsarlıktan ziyade bir kabulleniş eşlik eder.


2. Anahtar İmgeler ve Anlamları

Şair, sade ama anlam yüklü imgeler kullanarak şiiri etkili kılar:

“Yaşadım aranızda, artık bitti, insanlar!”

  • Bu ifade, hayatın sona erişini kabullenmiş bir sesleniştir. Şair, insanlığa doğrudan hitap ederek, hayatın bir parçası olduğunu ve şimdi artık ayrıldığını bildirir.
  • İnsanlar arasından ayrılmak, bireyin toplumsal bağlarından kopuşunu ve bireysel sonun başlangıcını simgeler.

“Fenaları tanıdım ve sevdim iyileri.”

  • Şair, hayatın çelişkilerini ve insanlığın farklı yüzlerini anlamış ve kabullenmiştir. İyi ve kötü, yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak tasvir edilir. Bu ifade, şairin insanlığa duyduğu sevgiyi de yansıtır.

“Ben de taşıdım, akşam, bir eve bir ekmeği.”

  • Bu dize, şairin sıradan bir insan olarak, herkes gibi hayata karıştığını, çalıştığını ve sorumluluklar üstlendiğini vurgular. "Ekmeği taşımak", yaşam mücadelesinin bir sembolüdür.
  • Bu ifade, şairin hayatın basit ama evrensel yönlerini kucakladığını gösterir.

“Habersiz Hintten, Çinden.”

  • Bu dize, bireyin evrensel olaylardan ve uzak coğrafyalardan kopuk, kendi küçük dünyasında yaşamını sürdürdüğünü ifade eder. Şair, hayatının sınırlarını ve bu sınırların içinde ne denli izole olduğunu dile getirir.

“Sesler geliyor gelecekler içinden.”

  • Geleceğin belirsizliği ve ölümden sonra ne olacağına dair bir sezgi bu ifadede yer alır. Şair, henüz gerçekleşmemiş şeylerin bir yankısını hissetmekte ve bu belirsizliği umut dolu bir sessizlikle karşılamaktadır.

“Beni hep kucağına alıyor büyükbabam.”

  • Büyükbaba figürü, geçmişin huzurlu ve güvenli anılarına dönüşü temsil eder. Bu, şairin çocukluğa, saflığa ve masumiyete duyduğu özlemi yansıtır.
  • Şair, hayatının en güzel anılarından bir kesiti, ölüm öncesinde hatırlamaktadır.

“İlk defa tutuyorum sevgilimin elini.”

  • İlk aşk, hayatın saf duygularının en yoğun hissedildiği anlardan biridir. Bu dize, geçmişteki mutlulukların ve duygusal bağların değerini öne çıkarır.

3. Şiirde Geçmişe Özlem

Şair, geçmişe özlem teması üzerinden bir zaman yolculuğuna çıkar. Masal anlatan dadısı, onu kucağına alan büyükbabası ve ilk kez tuttuğu sevgilinin eli, hayatın en saf ve anlamlı anlarını oluşturur. Bu anılar, ölümün hemen öncesinde zihinde canlanan güzel hatıralar olarak karşımıza çıkar.


4. Hayatın Anlamına Dair Bir Sorgulama

“Ah, nedir ki hayatım!”

  • Bu dize, hayatın kısa, geçici ve bazen anlamsız hissedilen doğasını dile getirir. Şair, yaşadığı anların güzelliğini kabul etse de, hayatın büyük resmine bakıldığında onun küçüklüğünü sorgular.

5. Ölüm ve Kabulleniş

Şiir, ölüm karşısında bir kabulleniş tavrı sergiler. Şair, ne umutsuz bir karamsarlığa ne de hayata sıkı sıkıya tutunma çabasına sahiptir. Ölümü, yaşamın doğal bir sonucu olarak görür ve onunla barışık bir şekilde vedalaşır:

  • “Kavgamız sona erdi, tükendi bütün günler.”
    Bu ifade, hayatın mücadelelerle dolu doğasının artık sona erdiğini ve dinlenme vaktinin geldiğini belirtir.

6. Üslup ve Dil

Ziya Osman Saba, şiirlerinde genellikle yalın bir dil kullanır. Bu şiir de, duyguların içten ve doğrudan ifade edildiği, aşırı süslemelere yer verilmeden kaleme alınmıştır:

  • Şiirdeki akıcılık, okuyucunun duygusal bağ kurmasını kolaylaştırır.
  • Gündelik hayattan alınmış imgeler, şiiri daha samimi ve insani kılar.

7. Şiirin Genel Atmosferi

Şiirin atmosferi melankolik ama huzurludur. Şair, yaşamını değerlendiren birinin gözünden, ne pişmanlıkla ne de aşırı bir mutlulukla, dengeli bir sesle konuşur. Hayatın güzelliklerini fark eder, ancak onun geçiciliğini de kabullenir.


8. Sonuç: Şiirin Genel Yorumu

“Yaşadım Artık Bitti”, Ziya Osman Saba’nın hayat, ölüm ve geçmiş üzerine yazdığı derinlikli bir veda şiiridir. Şair, insanlığa ve hayata duyduğu sevgiyi dile getirirken, aynı zamanda yaşamın sıradanlığını ve sonluluğunu da vurgular. Geçmişe duyulan özlem, anılarla yaşanan huzur ve ölüm karşısındaki kabulleniş, şiirin ana unsurlarını oluşturur. Bu şiir, Ziya Osman Saba’nın hayatı sade bir şekilde kucaklayan ve insan ruhunun derinliklerine inen şairane bakış açısını yansıtan önemli bir eseridir.

Yorumlar